3 Eylül 2009 Perşembe

LİVORNO’DAN SONRA ST. PAULİ DE TÜRKİYE’YE GELİR Mİ?





İtalya’da halkın takımı olarak bilinen ve tüm dünyada destekçileri olan Livorno, Adana’ya maç yapmak için geliyor ya. Şimdi de ben St. Pauli’yi Türkiye’de görmeyi dilemeye başladım son günlerde. Başkanları eşcinsel, taraftarı anarşist olan ve Türkiye de dahil dünyanın her yerinde destekçileri var, sıradışı futbol takımı; St. Pauli’yi.

St. Pauli futbol dünyasında kült bir takımdır. Taraftarlarının kararlı anti faşist tavrı vardır.
Millerntor tribünündeki skordan bağımsız neşeli ve coşkulu destek dillere destandır.

St. Pauli’nin geçmişinde esasında büyük başarılar yok. 1977'den 2002'ye dek toplam 7 sezon oynadığı Bundesliga'ya 5 kez çıkıp düştü. 2004 yılında kulüp, 3. Lig'den mahalli kümeye düşmemek için mücadele ediyordu. En kötü dönemlerinde bile seyirci ortalaması 20 binleri buluyordu St. Pauli'nin.

Almanya’nın liman kentlerinden Hamburg’da 1910 yılında kurulmuş St Pauli. Kulübün sempatizanlarının neredeyse tamamı sol görüşlü bir kitle. Bu üst kimlik, tribünlerde, ailesiyle geleni de, eşcinseli de, punkçısını da, patronunu da, işçisini de, sokakta yatanı da birleştiriyor.

St Pauli taraftarının bu kemikleşmiş kimliği 80’li yılların sonunda yaşanan bir olayla iyice pekişmiş. Takımın kalecisi Volker Ippig, bu tarihte insani yardım amacıyla iç savaşın hüküm sürdüğü Nikaragua’ya gitmiş. 1 yıl sonra dönünce taraftarın gözünde efsane olan kaleci takıma anarşist havayı da beraberinde taşımış. Tribünlerindeki, Che Guevara, Karl Marx ve Kuru Kafa posterlerinin yanı sıra metal müzik guplarından AC/DC’nin şarkısı eşliğinde sahaya çıkan St Pauli futbolcuları, Türkiyelileri hedef alan Solingen Katliamı’nın ardından da Türkçe yazılmış, “Faşistleri s..tir edin, biz hepimiz kardeşiz!” pankartı taşımışlardı.
Kulubün renkleri kahverengi-beyaz. FIFA üyesi olmayan ülkelerin katıldığı 2006 FIFI Dünya Kupası’na da St Pauli Milli Takımı adıyla ev sahipliği yapmışlardı. Kupaya, Kuzey Kıbrıs, Zanzibar, Tibet, Cebelitarık ve Grönland gibi ülkeler katılmıştı. St Pauli taraftarı Tibet’i 7-0 yendikleri maçta, zayıf rakiplerine daha fazla gol atmamaları için takımlarını uyarmıştı.
St Pauli kulübünün başkanı Corny Littmann belki de dünyanın eşcinsel olduğunu saklamayan tek kulüp başkanı oldu. Tunus asıllı bir erkek opera sanatçısıyla evli ve futboldan anlamadığını itiraf edecek kadar açık sözlü birisi. Buna karşılık Littmann, 2003 yılı başında krizin kulübün her noktasında hissedildiği dönemde göreve talip olma yürekliliğini göstermiş.

Takım 3. Lig’de kümede kalma mücadelesi verirken, Almanya çapında “St Pauli’yi kurtaralım” yardım kampanyası başlamış. Bu kampanya kapsamında 140 binden fazla tişört satılırken, 900 bin avro gelir elde edilmş. St Pauli’de Almanya’nın diğer kulüplerinde olduğu gibi çok sayıda Türkiyeli futbolcu da forma giydi. Fenerbahçeli Deniz Barış ve Beşiktaşlı Uğur İnceman, bu kulübün havasını soluyanların başında geliyor.




Hiç yorum yok: