18 Aralık 2011 Pazar

TEK KANATLI DA OLSA KARTAL : BEŞİKTAŞ 73 – GALATASARAY 65










Bu sezon ilk kez salonda izledim Beşiktaş’ı (Ve Galatasaray’ı da) Maç öncesi G.Saray daha geniş ve daha oturmuş kadrosuyla kağıt üzerinde favori çıkmıştı maça. Ama bir gerçek var, kim bir maçı daha çok isterse o hep kazanmaya daha yakındır, Cumartesi’de Sinan Erdem’de olanın kısa özeti bu idi. Deron Williams ve Semih Erden’in NBA’e geri dönüşünden sonra Beşiktaş Milangaz’ın geriye doğru gideceğini, hatta küme düşmeye oynayacağını düşünen çoktu. Ama dünkü oyunuyla ve özellikle de savunmasıyla Beşiktaş, inanç tazeledi. Hem de bunu Kemp ve Mehmet Yağmur’un eksikliklerinde, Can Akın’ın tüm maç tek oyun kurucu oynadığı bir maçta yaptı. Rotasyonu 6 oyuncu ile sınırlıydı Beşiktaş’ın. İlk sahaya çıktığında zaten 10 kişi isi kadrosu. Barış Hersek ve genç Kartal Özmızrak da girdi oyuna ama sadece 6 oyuncunun yükünü hafifletmek için Beşiktaş baştan sona hakimiyid oyunun Sinan Erdem’de. Galatasaray maç boyu Ender ve Furkan’la direnebildi sadece. Sürekli sahada enerjisi yükseldi siyah beyazlıların. Savunma üst düzeydeydi, rotasyonun sık olduğu Galatasaray bu savunmaya bir türlü çözüm üretemedi.


D-Will sonrası takımın lideri belli David Hawkins. Dün de kaptan 21 sayı ile oynadı. Ben onun bu yılın en iyi birkaç transferinden biri olduğunu düşünüyorum, Lakoviç, Vujaçiç, Williams, Bogdanoviç gibi transferler kadar ses getirmese de son yıllarda Euroleague’in en istikrarlı oyuncularından biri geliyordu İstanbul’a. Dün ama maçın yıldızı bence Can Akın idi. Akın tek oyun kurucu oynadı maç boyu, çok iyi organize etti takımı, Ender, Tutku ve Lakoviç üçlüsüne de karşı durdu. Yeni transfer Pops Mensah Bonsu takıma uyumu henüz yakalamasa da atletik özellikleriyle Ersin Dağlı ile iyi bir ikili oldu.Ama ben içeri bir transfer daha gerektiğini düşünüyorum. Beşiktaş’ın guard transferi dışında da bir iki takım oyuncusunu kadroya katması gerektiğini de düşünüyorum. Sezon başında Nedim Yücel transferi gerçekleşse, içeride uzun seçeneği daha çok olacaktı. Salonun yarısından çoğu doluydu, taraftar bu kadar eksikle takımına inanmıyordu, ben de biraz umutsuzdum ne yalan söyleyeyim, ama saha içinde mücadele ile her geçen dakika salondaki ambiyans, heyecan, çoşku arttı, özellikle Dağlı’ın bloğu ve Bonsu’nun smaçlarında zirve yaptı.


Galatasaray da ise Lakoviç sezon başından beri eleştiriliyor. Ben ona zaman verilmesi taraftarı idim. Ki son maçlarda da liderliğini üstlenmişti takımın. Ama dün bu görüntüden çok uzaktı. Birçok oyuncu performansının altındaydı, Shipp, Gordon, Cevher gibi. Ben Galatasaray için sezon başından beridir söylediğimi yine tekrarlayacağım, evet çok iyi bir takım oyunu var, ama bazı oyuncular büyük hedefler için uygun değil. Shipp, Gordon, Andriç, Songalia gibi. Ki dün Beşiktaş üç yabancısı ile de Galatasaray’ın önündeydi. Bir cümle de Erceg’e, büyük yetenek o. Yeterince değerlendiremedi şimdiye kadar bunu, dün ise bunun ışıklarını verdi.
Tek gardlı, tek kanatlı Kartal gülen taraftı Sinan Erdem’de.

14 Aralık 2011 Çarşamba

TEKEL, ŞİŞECAM GİTTİ BEYKOZSPOR DA GİTMESİN


Yaşadığı sıkıntılar yüzünden zor günler geçiren 103 yıllık Beykoz Spor Kulübü'ne taraftarlar sahip çıktı; önce oturma eylemi sonuç alınmazsa açlık grevi... Kulübün taraftar grubu, ‘Tekel, Deri Kundura, Şişecam gitti. 4.değerimiz Beykoz Spor gitmesin’ diyor. 1908 senesinde kurulan Beykoz Spor Kulübü, şu aralar zor günler geçiyor. Beykoz Spor Kulübü'nün taraftar grubu Boğazın Yargıçları, kulübün içinde bulunduğu durumun çözümü için önce oturma eylemi başlatacak, bu eylemden sonuç alınamaması durumunda ise açlık grevine gidecekler. Beykoz Spor Kulübü'nün taraftar grubu Boğazın Yargıçları’nın konuyla ilgili açıklaması şöyle:


''Boğazın Yargıçları olarak bu kötü gidişat nedeniyle taraftarlığımızı da unutup kulüp giderlerine ortak olmaya başladık.Yeri geldi son harçlıklarımızla futbolcuya yemek aldık, yeri geldi krampon aldık, lisansları çıkarttık. Malzemeciliğini yaptık. Futbolcuların deplasman giderlerini karşıladık. Alt yapının A‘dan Z‘ye tüm masraflarıyla yeni baştan yapılandırdık. Yaptıklarımızdan gocunmuyoruz. Şartlar zaten bunu gerektiyordu. Keşke daha fazlasını yapabilsek ama artık maddi gücümüz tükendi. Manevi olarak zaten çoktan çökmüştük. ”Hepiniz suçlusunuz. Bu güne kadar çuvaldızı kendimize batırıyorduk ama artık değil. Bu konuda misyonumuzun üstüne çıktık. Beykoz'dan ekmek yiyipte maça gelmeyenide. Seçim zamanı stadlarda,kahvehanelerde Beykoz atkısı takıp oy isteyip seçimden sonra maça gelmeyenide. Siyasi rant için binlerce kişi organize olan fakat bir türlü maça gelemeyen yöre dernekleride. Beykoz ormanlarını, topraklarını parseleyip holdingler kurup takıma 5 kuruş faydası olmayanlarıda. Ülke genelinde popüler derneklerin, partilerin şubesini açıp Beykoz adını tabelaya yazıp, Beykoz‘a uzak olanıda. Oturduğu lüks konakları ayrı bir ilçe zannedenleride. Manzaralarımızı çalıp keyif süren ama Beykoz'dan bi’ haber olan yalı sakinide. Lanet olasıca kulüp binasıdan rant bekleyenide. Alacakları yüzünden kulübe haciz gönderenide.


Biz bunları yazarak hatalarınızla yüzleşin istedik. Kulubün içinde bulunduğu durum belkide yeni bir fırsat. Gelin suçunuzu temizleyin. Örtbas etmeyin temizleyin. 3 büyük değerimiz ; Tekel, Deri Kundura, Şişecam gitti. 4.süde gitmesin. Tarihte Beykozu düşüren insanlar olarak yargılanmak istemiyorsanız sorumluluklarınızı yerine getirin. Beykoz Spor'un (Futbol,Basketbol,Voleybol,Boks,Kürek,Yüzme) neden bu hale geldiğini özetlemeye çalıştık. 14 Aralık Çarşamba Günü Saat 19:08 başlama saatiyle 5 gün süreyle otuma eylemine ve imza kampanyasına başlıyoruz. Sonrasın da 7 Ocak gününe kadar herhangi bir gelişme olmadığı takdirde açlık grevimiz başlayacaktır.''



8 Aralık 2011 Perşembe

BİR ÜÇLÜK DE KİRLİ KÖMÜR SANTRALLERİNE




Dün Anadolu Efes ile İtalya'nın E. Armani Milano takımı arasında oynanan maçta Anadolu Grubu'nun kömürlü termik santral planlarını protesto vardı. Sinan Erdem Spor Salonu’nda oynanan maçta pota arkasında üzerinde 'Bir üçlük de kömüre karşı at' yazılı bir pankart açan eylemciler, Efes Pilsen'in sahibi olan Anadolu Grubu'na mesaj gönderdi. Maç çıkışında eylemcilerden biri, Anadolu Grubu Başkanı Tuncay Özilhan'a Greenpeace'in kömürün zararları ile ilgili hazırladığı raporu teslim etti. Anadolu Efes basketbol takımı, Anadolu Grubu'nun spor alanındaki sağlıklı ve temiz bir gelecek vizyonunun yüzü. Özilhan, Efes sevenlere temiz enerji ve karbon azaltım hedefi mesajları verirken, kirli bir kömür santralini Türkiye'nin tertemiz, el değmemiş kuzey sahillerinden olan Gerze'ye dikmeyi planlıyor.


Tuncay Özilhan'ın kömürlü termik santral kurma planından vazgeçmesi için imza kampanyasına katılın. http://bukapaginaltinda.org

PANKARTLARIN DİLİ



Ee tabii bu da bir seçenek :)

7 Aralık 2011 Çarşamba

PANKARTLARIN DİLİ



AdanaDemirSpor tribünlerinden, Şehrin Asi Çocukları'ndan engellileri görmezden gelen siyasete ve siyasetçilere...

6 Aralık 2011 Salı

O FUTBOLUN SOCRATES'İYDİ








Futbolunu çok biliyorum diyemem. Sadece dünya kupası belgesellerinden aşinayım gollerine. Ama hikayesini ilk duyduğumdan beri futbol aleminde en saygı duyduğum insanlardan biriydi Socrates.Onun için futbolun CHE’si denir. Çoğu yönüyle doğrudur, benzerlikleri vardır. Ama o diğer yandan da kimseye benzemeyecek, benzetilecek bir kişilikti. Futbolun Socrates’i idi o. Öyle ki Sócrates, Corinthians Demokrasisi adlı bir özgürlük hareketine 1980’lerin başında öncülük etmişti. Sócrates 1954 doğumlu.Botafogo’da başladığı kariyerinin ilk zamanlarında bir yıldız olamadığı gibi Brezilya milli formasını da 25 yaşına kadar giymeyi başaramamış. Üstün top kontrolü ve futbol zekası sayesinde dikkat çeker. Doktor lakabını alır. Zico’lu, Falcao’lu efsane takımın kaptanlığını yapar. Corinthians’a kattıklarıyla efsane olur.Corinthians Brezilya’da işçi sınıfı tarafından kurulan ve sahiplenilen bir külüp. Takım siyasi mahkumlara özgürlük talep eden bir pankartla da maça çıkmıştı zamanında. Sócrates, Corinthians Demokrasisi adlı özgürlük hareketine 1980’lerin başında öncülük etmişti. Amaç ordu baskısı altında yaşayan Bezilya halkına mesaj vermek, uyandırmaktı. Kaptanları Sócrates tarafından yönlendirilen futbolcular kendileriyle ilgili konularda yönetimin emirlerini dinlemektense her şey için oylama yapıp ona göre karar almaya başlamışlardı. Sahaya dev demokrasi pankartlarıyla çıkıyorlardı.Corinthians da milyonların kalbinde değişmez sağlam yerini elde ediyordu.

Her zaman bir fener, yol gösteren bir fener olacak kalacak Socrates, büyük gerçekten büyük futbolcu Socrates. 
 

PANKARTLARIN DİLİ



Ukrayna'ya İnönü Stadı'nda bu pankartla tepki gösterilecek. (DeWe Erol'dan)

UKRAYNA'DA YAŞANAN FUTBOL İÇİN HAYVAN KATLİAMINA DUR DE





2012 Avrupa Futbol Şampiyonasının yapılacağı Lysychansk (doğu Ukrayna) şehrinde hayvanlar vurulup canlı canlı yakılıyor. Ukraynalı yetkililer mobil bir krematoryum kullanarak kısırlaştırılmış hayvanları imha ediyor. Köpek yakalayıcıları ve şoförlerden oluşan mobil ekip hayvanları vurmak için silahlı geziyor. Mobil krematoryum diğer şehirlere ve ilçelere de kiralanıyor. Yakalanan hayvanlar 900 derecelik fırınlara canlı canlı atılıyor. Şehir sakinlerine göre köpekler ve kediler diri diri yanıyor. Ukraynalı hayvan hakları aktivistleri bu uygulamayı bir yıldan fazla bir süredir protesto ediyor, UEFA başkanı Michel Platini ülkeye yaptığı ziyarette Ukrayna’nın bu uygulamasından memnun olduğunu belirtti. Fakat gelen tepkilerden sonra UEFA ve FİFA'dan Ukrayna'ya uyarı geldi. Ama bu uyarıya kadar binlerce hayvan katledildi. Bunun hesabını kim nasıl verecek? Artık önemli olan bundan sonraki katliamları durdurmak olacak. Şampiyonanın Ukrayna tarafındaki maçları izlemeye vicdanım elvermeyecek büyük ölçüde bu yaz.




PANKARTLARIN DİLİ



Bir pankartı anlamlı kılan özelliklerden birisi de insanı gülümsetmesi. İşte Trabzon tribünlerinden gülümseten bir çalışma :)

PANKARTLARIN DİLİ





"Bize her yer ...." ve "burdan çıkış yok" klişelerine karşı en iyi ve esprili cevap İBB taraftar grubu Boz Baykuşlar'dan geldi.