9 Haziran 2010 Çarşamba

ROBİNHO'DAN ÇOCUK İŞÇİ ÇALIŞTIRANLARA KIRMIZI KART



Brezilyalı futbolcu Robinho, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) Brezilya'da çocuk işçiliğinin son bulması için yürüttüğü kampanyanın yüzü oldu.


Dünya Kupası'na katılan Brezilya milli takımında da oynayacak olan Robinho, ILO'nun Brezilya'da sürdürdüğü Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı'nın (IPEC) kampanyaya destek verecek. Kampanya için Robinho'nun çocuk işçiliğine karşı kırmızı kart gösterirken fotoğrafları çekilmiş. Fotoğrafların yer aldığı kampanya afiş ve broşürleri, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü öncesi Brezilya'da dağıtılıyor.


Çocuk işçi çalıştırma dünyanın birçok ülkesinde en önemli insan hakları ihlallerinden biri olarak varlığını sürdürüyor. Bu ülkelerden biri de Brezilya. Brezilya hükümeti ILO'nun Mayıs 2006'da Brezilya'da düzenlediği toplantıda, aşamalı olarak yürütülecek programlarla en geç 2020 yılında, çocuk işçiliğini tamamen sona erdireceği taahhüdünde bulunmuştu.










TEKNOLOJİ, TANRININ ELİ Ve FUTBOLUN AMATÖR RUHU



1986 yılında Meksika'da Azteka Stadı'nda oynanan Dünya Kupası Arjantin-İngiltere çeyrek finali maçında, Arjantin İngiltere'yi 2-1 yenerken Maradona'nın elle attığı ikinci gol hakem kararı ile geçerli sayılmıştı. İngiltere kaybeden taraf olmuş, Arjantin ise şampiyonluğa ulaşmıştı. Bu gol 'tanrının eli' terimini ortaya çıkarmıştı.


2010 Dünya Kupası grup elemelerinde ise bu kez Fransız yıldız Thierry Henry, Fransa - İrlanda eleme maçında kale ağzında eli ile düzeltip golü atıyordu. Bu gol İrlanda'yı Dünya Kupası dışında bırakıyor, Fransa'yı finallere götürüyordu.


Bunları niye mi anımsattım? Çünkü, futbolun dünya çapındaki en büyük organizasyonu bu Cuma başlıyor. Çünkü, teknolojiye meraklı olanlar veya teknoloji işinin içinde olanlar bu turnuvaya yine farklı bir gözle bakacaklar. Teknoloji harikası stadlardan tartışmalar yaratan turnuvanın resmi topu Jabulani’ye, üç boyutlu televizyon yayınlarından iletişim teknolojilerine kadar, birçok yeni teknolojinin de aynı zamanda denenme arenası olacak Dünya Kupası. Ve de çünkü, olası büyük hakem hatalarına karşı teknolojik çözüm talebi tekrardan alevlenecek. Bu yazının konusu da bu talepler.


Geçtiğimiz hafta futbol ve teknoloji ilişkisine dair FİFA Başkanı Sepp Blatter’den Dünya Kupası öncesi gündem yaratacak bir açıklama geldi. Blatter açıklamasında özetle “Teknolojin futbolun gelişmesine yardım etmeli tabii ama futbolun her yerine nüfuz etmemeli” diyordu. Blatter’i böyle bir açıklamaya yönelten süreç ise esasında Thierry Henry’nin Fransa formasıyla İrlanda’ya elle gol atarak İrlanda’da Dünya Kupası finallerinden etmesiyle başlamıştı. Bu maçın ardından tartışmalı pozisyonlarda teknolojiden yararlanılması ve gerekirse bu kararların geri alınıp düzeltilmesi için teknolojinin imkanlarının kullanılması fikrini dillendirenler artmıştı.
Blatter ise böyle bir duruma topyekün karşı. Buna karşı öne sürdüğü ilk gerekçe futbolun kurallarında evrensellik prensibinin olması, teknolojiden yararlanmanın da inanılmaz büyüklükte bir mali külfete yol açacak olması.
Blatter, “Sadece Dünya Kupası için bile 900 civarında eleme maçı oynanıyor, tüm dünyada bu maçlarda aynı teknolojik imkanlardan yararlanmak mümkün olabilir mi” diyor. Blatter ayrıca karar vermek için video görüntülerine başvurmanın, oyunu çok fazla kesintiye uğratıp yavaşlatacağını da savunuyor. FIFA Başkanı, alternatif bir çözüm önerisi olarak, bu sezon UEFA Avrupa Ligi’nde denenen kale arkası hakemi uygulaması öneriyor. Esasında tenis ve krikette topu elektronik olarak takip eden ve çizgiden içeride mi dışarıda mı kararını veren sistemler kullanıyor. Ama “tanrının eli”ni anında görebilecek ve hissedebilecek bir sistem daha yok.


Olaya tek boyutlu bakmamak, birkaç boyutunu irdelemek gerekiyor. İşin bir boyutu emek ve adalet boyutu. Tüm sezonun emeği bazen bir hakem hatasıyla heba olabiliyor. Emeklerin boşa gitmemesi ve adaletin sağlanması için teknolojinin getirebileceği faydalar yadsınamaz. Diğer yandan ise bu noktada devreye Blatter’in sakıncaları giriyor. Bu adaleti tüm dünyaya yaymak mümkün olacak mı, Avrupa’da her stadda kullanılırken Afrika’da kaç stadda kullanabilecek?
Bir boyut da amatörlük boyutu. Benim gibi futbolu seven, izleyen takip eden ama akşam maçtan sonra televizyonunu açıp saatlerce hakem kararlarının tartışıldığı programları sevmeyenlerdenseniz, futbolu sadece futbol değil ama özünde sadece bir oyun olarak görenlerdenseniz, bu dediğimi anlayacaksınızdır. Teknoloji ne kadar futbolun içine girerse, doğasında anlık hataların da olduğu futboldaki amatör ruh zarar görecek, futbol bir kurallar silsilesine dönecektir.


Şu bir gerçek, futbol dünyası tutucu bir dünya. Değişime geçmişten beri dirençli olmuş bir dünya. Değişimler büyük tartışmalar ve sancılı süreçler sonunda alınır bu dünyada. Bakalım hakem hatalarına karşı teknoloji kullanılması talebi önümüzdeki dönemde ne gibi bür süreçte gelişecek?


Not: Bu yazı BTnet internet sitesinde de yayınlanmıştır. http://www.btnet.com.tr/

DAVİD VİLLA'NIN KONTRATINDA IRKÇILIK KARŞITI MADDE


Barcelona, Avrupa'da bir ilke imza attı. Barcelona'nın Valencia'dan transfer ettiği yıldız forveti David Villa'nın kontratında, ırkçılık karşıtı maddeler bulunuyor.


Valencia'dan Katalan devi Barcelona'ya 40 milyon euro karşılığında transfer olan David Villa'nın kontratına ırkçılık karşıtı maddeler de konulmuş. Barcelona Başkanı Juan Laporta bu maddelerle ilgili olarak, "İlk kez bir Avrupa kulübü sözleşmeye ırkçılık karşıtı maddeler koydu. Bundan sonra bütün sözleşmelerde bu olacaktır" diyor.


Anlaşmaya göre, David Villa bundan sonra hiçbir şekilde ırkıçılık anlamı taşıyacak mesajlar ve semboller taşımayacak ve bu tarz olaylarda yer almayacak.


Barcelona öncü ve örnek bir davranış sergiliyor. Avrupa'da özellikle İtalya, Sırbistan, Hırvatistan gibi ülkeler başta olmak üzere her ülkede bu bir standart ve zorunluluk haline gelmeli. Ve tabi ki Türkiye'de de. Hatta keşke iş başka bir boyuta taşınsa da, stadlara giren taraftarların da ırkçılık karşıtı yükümlülükleri olsa.