
Bu hafta içinde bir genelge yayınlandı. Spor karşılaşmalarının yapılacağı stat ve salonlar ile çevrelerine ideolojik, ırkçı pankart ve dövizlerin asılması yasaklandı. Mevzuatta aksine hüküm bulunmaması dolayısıyla özel güvenlik güçlerinin de stadyum girişlerinde elle arama yapmalarına olanak sağlanıyor. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, "Spor Müsabakalarının Güvenliği" ile ilgili valiliklere bir genelge göndererek spor karşılaşmalarının risk analizinin yapılmasını ve ona göre tedbir alınmasını istedi.
Genelgede "Seyirciler stada alınmaya başlamadan yetkililerin katılımıyla, mahkeme kararıyla stat içindeki spor derneklerinin ve diğer kurumlara ait yerler dahil tüm bölümlerde, kapalı yerlerde, yasak madde araması yapılarak, konusu suç teşkil eden ideolojik, ırkçı pankart, döviz ve benzeri materyallerin stadyuma ve çevresine asılmasına izin verilmemesi" isteniyor.
Bu genelgenin içeriği beni derin endişelere sevk etti ister istemez. Özellikle ideolojik pankart yasak maddesi. Pankartın ideolojik içeriğini kim belirleyecek, ne kadar ideolojik olup olmadığına kim karar verecek. Bu madde, örneğin İnönü Stadyumu’nda Çarşı Grubu’nun zaman zaman tribünlerde astığı "Che"li pankartlarının durumunu nasıl etkileyecek. Che Guevara’lı bir pankart ideolojik bir pankart mı olacak. Tabii aynı şey, diğer liderler veya siyasi simgelerin göründüğü pankartlarla da ilintili. Che sadece bir örnek.
Tam genelgelerin yayınlandığı günlere de ironik olarak bir pankart olayı damgasını vurdu. Bir fotoğraf. Diyarbakır’da çekilmiş. Fenerbahçe taraftarı iki genç. Ellerinde sarı bir kartona. Amatörce birşeyler yazmışlar, estetiğine çok da dikkat etmeden. Ercişli Genç Fenerbahçeliler’den iki taraftar. Mesajları “Bu açılımda biz de varız”. Bir kalp çizip yanlarına Fenerbahçe ve Diyarbakırspor da yazmışlar. Birbirinden hoşlanmayan iki takımın ismi yanyana. Ve en altta ‘seni seviyorum aşkım’ yazısı.
Pankartın açılmasını sonrası yaşananlar ise hiçbir Türkiye vatandaşı için şaşırtıcı olamaz sanırım. Polis daha maç başlamadan o pankartı apar topar kaldırıyor. İbrahim Altınsay, her zamanki gibi yazısında yine çok çarpıcı ve doğru bir cümle sarfetmiş konuyla ilgili: “Siz de Diyarbakırspor-Fenerbahçe maçında olanlardan rahatsız mı oldunuz? Bölgede ve ülkede barış ve özgürlük mü istiyorsunuz? O pankartı kaldırtan kafayı bulun, pankartı kaldırmasının hesabını sorun.”
Bu pankartın kaldırılması, bu genelgeyle birlikte yaşanacakların ilk sinyallerini veriyor sanki, ne dersiniz?