
Dün İnönü Stadı’nda çarpıcı şeyler oldu. Birkaç yıldır çok büyük eleştirileri (bunlar arasında kendini çıkarları için yönetime satmaya kadar varan ağır eleştiriler de bulunuyor) göze alarak destek verdikleri Yıldırım Demirören ile Çarşı grubunun artık bağlarının iyiden iyiye kopması tribünlerde en dikkat çeken şeydi. Çarşı, “Tribünleri temizleyeceğim” diyen başkana karşı, her zaman olduğu tribünün orta yerini boş bırakarak bir mesaj vermiş oldu.
25. dakikada Kasımpaşa’nın üç golle öne geçmesi ise işin sportif tarafının çarpıcı noktasıydı. İşin sportif tarafında, sahadaki bir diğer çarpıcı nokta ise Necip Uysal idi. Belki de Türkiye’de ilk kez bir tribün, 18 yaşında genç bir oyuncusunun, A2 takımından bir oyuncusunun sahaya girmesi için tezahürat yaptı dakikalarca. Taraftarın isteğiyle oyuna girdi Necip. Ve de kısa süre içinde özellikle tek pasa dayalı hızlı ve akıcı stiliyle beğeni topladı, kendini tanımayanlara kendini tanıtmış oldu ve tribünlerden kendine gelen desteği artırdı.
Beşiktaş tribünlerinin Necip ile verdiği mesajı, Mustafa Denizli, Beşiktaş yönetimi ve Türkiye’deki tüm kulup yöneticileri ve teknik kadroları iyi okumalı. Büyük paralar harcanarak alınan ama kalitesi parasının karşılığı olmayan yerli ve yabancı futbolcular yerine bu gençlere şans verilmesi gerekiyor. A2 Ligi’ndeki gençler daha fazla ilgiyi ve şansı hakediyor. Beşiktaş’ta da durum aynı. İkinci sınıf yabancılar yerine tribünler sahada onlardan daha kaliteli kumaşa sahip gençlerini, Necip Uysal’ını, Can Erdem’ini, Ali Kuçik’ini, tecrübeli oyuncuların ve kaliteli üst üst düzey yabancı oyuncuların yanında, takımında görmek istiyor.